NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْعَزِيزِ
بْنُ يَحْيَى
الْحَرَّانِيُّ
حَدَّثَنِي
مُحَمَّدٌ يَعْنِي
ابْنَ
سَلَمَةَ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ إِسْحَقَ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
إِبْرَاهِيمَ
بْنِ الْحَارِثِ
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ بُجَيْدٍ
قَالَ إِنَّ
سَهْلًا
وَاللَّهِ أَوْهَمَ
الْحَدِيثَ
إِنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَتَبَ إِلَى
يَهُودَ أَنَّهُ
قَدْ وُجِدَ
بَيْنَ
أَظْهُرِكُمْ
قَتِيلٌ
فَدُوهُ
فَكَتَبُوا
يَحْلِفُونَ بِاللَّهِ
خَمْسِينَ
يَمِينًا مَا
قَتَلْنَاهُ
وَلَا
عَلِمْنَا
قَاتِلًا
قَالَ فَوَدَاهُ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مِنْ
عِنْدِهِ
بِمِائَةِ
نَاقَةٍ
Abdurrahman b. Büceyd
(r.a) den; Muhammed b. İbrahim; "Vallahi Sehl (b. Has'ame) hadiste vehme
kapıldı" dedi.
Şüphesiz Rasûlullah
(s.a.v) Yahudilere:
"Aranızda
öldürülmüş birisi bulundu, onun diyetini veriniz" diye yazdı. Onlar da;
elli kez: "Onu biz öldürmedik ve öldüreni de bilmiyoruz" diye Allah'a
yemin ederek (cevap) yazdılar.
Râvî der ki: Rasûlullah
(s.a.v) kendi yanından yüz deve ile maktulün diyetini verdi.
İzah:
Bu hadisin râvilerinden
Muhammed b. îbrâhim, 4520 4521 ile 4523 nolu hadislerin râvisi Sehı b. Ebî
Has'ame'nin, rivayet ettiği hadiste vehme düştüğünü söyler. İşaret edilen
rivayetlerden birisinde (4523) diğerlerinden farklı olarak Hz. Peygamber
(s.a.v) in, maktulün diyetini zekât develerinden ödediği bildirilmektedir.
Diğer rivayetlerde ise efendimizin diyeti, kendi malından ödediği
bildirilmektedir.
İmam Şafiî ise Sehl
hadisini üzerinde durduğumuz bu hadise tercih etmiş ve bunun sebebini şöyle
açıklamıştır:
"Birisi bana, İbn Buceyd
hadisini niçin almıyorsun diye sordu. Şu cevâbı verdim: İbn Buceyd'in,
Rasûlullah'tan hadis işitip işitmediğini bilmiyorum. Eğer işitmemişse onun
rivayeti mürseldir. Biz de, mürsel ile amel etmiyoruz. Halbuki sen biliyorsun
ki Sehl, Rasûlullahla birlikte bulunmuş ve ondan hadis işitmiştir...1'
İbn Hacer Isâbe'de,
Abdurrahman b. Buceyd'in terceme-i halini verirken, Ebûbekir b. Ebî Davud'un
onun için "sahabe" dediğini söyler. îbn Ebî Hâtem de, İbn Buceyd'in
hem Rasûlullah'tan hem de dedesinden hadis rivayet ettiğini bildirmiştir. İbn
Hıbban ise, onun için sahâbi denildiğini söyledi, daha sonra da gerçekte
tabiilerin güvenilirlerinden olduğunu zikreder. Beğavî de "onun sahabi mi
yoksa,tabiî mi olduğunu bilmiyorum" demektedir. Ebû Amr "Rasûlullah'a
yetişti ama zannımca ondan hadis duymadı. Sahâbi oluşu tartışmalıdır. Ancak,
hadis rivayet etmiştir. Ulemâdan bâzıları onun hadisinin mürsel olduğunu
söyler..." der.
Ayrıca bu rivayette
diğerlerinden farklı olarak Yahudilerin elli kez yemin ettikleri bildirilmektedir.
Ancak bu tür yeminlere itibar edilmez. Çünkü yemin kaza meclisinde olur.